Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çevre Kanunu'nun 11 ve 15'inci maddeleri gereği, 5 termik santralin tamamen, 1 termik santralin ise kısmi olarak kapatılmasına, diğer 7 santralden 4'üne geçici faaliyet belgesi verilmesine, 3 santrale ise gerekli çevre izinlerinin verilmesine karar verildiğini bildirdi.
Bakan Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile düzenlediği basın toplantısında çevre yatırımlarını 31 Aralık 2019 tarihine kadar tamamlamaları gereken 13 termik santralle ilgili alınan kararları açıkladı.
Konuşmasında 2020 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Kurum, yeni yılın ülkeye ve aziz millete hayırlar getirmesini, çevrenin, doğanın, insanın sağlığının en güzel şekilde korunduğu, herkes tarafından gözetildiği, tabiat varlıklarının hem sayısının hem de kalitesinin arttığı, artırıldığı bir yıl olması temennisinde bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak yaptıkları her projede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonunda, özellikle doğayı ve vatandaşların sağlığını korumak, çocukların daha sağlıklı bir ülkede yetişmesini sağlamak gibi vazifeleri bulunduğuna işaret eden Kurum, bunun için 81 ilde 7 gün 24 saat çalıştıklarını, vatandaşın sağlığına etki eden veya etme ihtimali olan her alana müdahale ederek milletin lehine kararlar aldıklarını vurguladı.
Bakan Kurum, çalışmalarını, milletin talepleri ve çevre hassasiyeti doğrultusunda, kararlılıkla sürdürdüklerine işaret etti.
TERMİK SANTRALLERLE İLGİLİ MÜŞTEREK KOMİSYON KURULDU
Ülke genelinde denetimlerini aralıksız sürdürdükleri 52 kömür ve linyit yakıtlı termik santralin bulunduğunu aktaran Kurum, yasal düzenlemelerle 2013 yılından itibaren, termik santral tesislerine 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun geçici 8'inci maddesine göre, gerekli çevresel yatırımları yapmaları ve izinlerini almaları için 31 Aralık 2019 tarihine kadar süre tanındığını hatırlattı.
Her bir tesisin bu süre zarfında filtre ve baca gazı arıtma gibi çevresel yatırımları tamamlaması gerektiğini dile getiren Kurum, tüm bu yatırımların takip edilmesi için, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile müşterek komisyon kurulduğunu bildirdi.
Elektrik üretim tesislerinin iş termin planlarını komisyona sunduklarını ancak bu tesislerin bir kısmının iş termin planlarında değinilen çevre yatırımlarını tamamlamadığını tespit ettiklerini aktaran Kurum, şirketlerin bu yatırımları tamamlaması için süre uzatımına dair yakın zamanda bir yasal düzenlemenin yapıldığını ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, vatandaşların sağlığını her şeyin üstünde tutarak termik santrallerle ilgili düzenlemeyi veto ettiğini anımsattı.
Bakanlık olarak bu süreçte, elektrik üretim tesislerinin yöneticileriyle bir araya geldikleri bilgisini veren Kurum, termik santrallerle ilgili yaptıkları inceleme ve denetimler çerçevesinde alınması gereken tedbirler konusunda gerekli uyarıları defaatle yaptıklarını, milletin sağlığını ilgilendiren konulardaki kararlılıklarını termik santral temsilcilerine ifade ettiklerini anlattı.
Son tahlilde termik santrallere ilişkin kararları aldıklarını ve bu doğrultuda gerekli işlemleri yapmaya bugün itibarıyla başladıklarına dikkati çeken Kurum, şöyle devam etti:
"2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 11 ve 15'inci maddeleri gereği 5 termik santralin tamamen, 1 termik santralin ise kısmi olarak kapatılması, diğer 7 santralden 4'üne geçici faaliyet belgesi verilmesi, 3 santrale ise gerekli çevre izinlerinin verilmesi kararı alınmıştır. Kahramanmaraş Afşin A, Kütahya Seyitömer, Kütahya Tunçbilek, Sivas Kangal ve Zonguldak Çatalağzı termik santralleri tamamen, Manisa Soma Termik Santrali ise kısmi olarak kapatılmıştır."
SOMA YAKINDAN TAKİP EDİLECEK
Termik santrallerin kapatılma kararının, baca gazı arıtma, sürekli emisyon ölçüm sistemlerinin olmaması veya atıl durumda bulunması, atık sahasına ilişkin Bakanlığa sunulan raporun yetersiz olması gibi nedenlerle alındığına değinen Kurum, "Kısmi kapatma kararı verdiğimiz Soma Termik Santrali'nde ise iki ünitede kapatma işlemini gerçekleştirdik. Diğer 4 ünite ise faaliyetlerine geçici olarak devam edecektir." ifadesini kullandı.
Özel durumuna işaret ettiği Soma'daki santralden 12 bin konut, okullar, kamu kurum ve kuruluşlarının ısınma ihtiyaçlarının karşılandığını dile getiren Murat Kurum, Soma'da termik santralden karşılanan bölgesel ısınma sistemleri yerine, vatandaşların kendi imkanlarıyla bireysel ısınma yöntemiyle ihtiyaçlarını karşılamaları halinde yaşanacak hava kirliliğinin çok daha ciddi boyutlara ulaşacağının teknik olarak değerlendirildiğini söyledi.
Bakan Kurum, "Bu nedenle Soma Termik Santralinin 4 ünitesinin çalışmasına kış sezonu boyunca müsaade edeceğiz. Bu süre zarfında 4 ünitenin yakıt kalitesinde yapılacak iyileştirmelerle mevzuatımızda belirtilen sınır değerlerin sağlanmasına yönelik çalışmalar da yapılacak ve biz de bu çalışmaları yakından takip edeceğiz." diye konuştu.
"MÜHÜRLEME İŞLEMLERİ TAMAMLANDI"
Kurum, söz konusu kapatma kararlarının gereğinin yapılması ve santrallerin faaliyetlerinin ivedilikle durdurulması için ilgili valiliklere yazı yazıldığını, bugün içerisinde de kapatma kararı verilen tüm santrallerde mühürleme işlemlerinin tamamlandığını duyurdu.
"Kapatılan santrallerin yönetimleri, gerekli çevresel yatırımlarını tamamlamadıkları sürece, bu tesislerin yeniden faaliyete geçmelerine izin verilmeyecek." açıklamasını yapan Kurum, santrallerin çevre yatırımları tamamlandığında ve Bakanlığa müracaat ettikleri takdirde gereğini yapacakları ve uygun olanların tekrar açılması yönünde çalışmayı gerçekleştireceklerinin altını çizdi.
Bakan Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaptığımız son denetimlerle çevresel yatırımlarını tamamlayan 4 termik santrale geçici faaliyet belgelerini verdik. Geçici faaliyet belgesi alan santraller, Bursa Orhaneli, Muğla Yatağan, Kahramanmaraş Afşin B ve Ankara Çayırhan termik santralleridir. Geçici faaliyet belgesi alan bu termik santraller, mevzuat gereğince 6 ay içerisinde çevre izin ve lisans belgesi için Bakanlığımıza başvuru yapmak durumundalar. Bu süreçte biz de Bakanlık olarak santrallerin izleme ve denetleme süreçlerini 7 gün 24 saat takip edeceğiz. Tüm çevre yükümlülüklerini yerine getiren termik santrallere çevre izin ve lisans belgesi vereceğiz. Aksi takdirde mevzuatımıza uygun hareket etmemeleri halinde söz konusu santrallere kapatma dahil tüm cezai müeyyideleri uygulayacağız.
Diğer 3 santralimiz Muğla Kemerköy, Muğla Yeniköy ve Çanakkale 18 Mart Çan Termik Santralleri ise çevre mevzuatı kapsamında çevre izinlerini almışlardır."
Kurum, çevre yatırımlarını gerçekleştirip izinlerini alan santrallerin yöneticilerine şükranlarını sundu.
"TÜM SANTRALLERİ ONLİNE TAKİP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Geçici faaliyet belgesi verdikleri 4 santral ile çevre izni alan 3 santralin faaliyetlerine devam edebileceğini yineleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, "Tüm santrallerimizi gerek çevre ve şehircilik il müdürlüklerimizdeki uzmanlarımızın sahada yaptığı denetimlerle gerekse sürekli emisyon izleme sistemlerimiz üzerinden online olarak takip etmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki süreçte de vatandaşlarımızın sağlığını tehdit eden bütün tesislere aynı uygulamayı yapacağımız hususunda kamuoyunu bilgilendirmek isterim." şeklinde konuştu.
AK Parti'nin 18 yıllık kesintisiz iktidarı süresinde olduğu gibi bundan sonra da; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla projeleri gerçekleştireceklerini bildiren Kurum, "Havamızı, suyumuzu, toprağımızı koruma anlamında yapılması gereken ne ise en hızlı ve kararlı şekilde yapacağız." vurgusunu yaptı.
Termik santraller konusunda gösterdikleri hassasiyetle vatandaşların sağlığını her şeyin önünde tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını arz eden Bakan Kurum, temel ilkelerinin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturu olduğunu hatırlattı.
Murat Kurum, "Hiçbir şey vatandaşımızın, çocuklarımızın sağlığından, geleceğinden daha kıymetli değildir. Hiçbir şey havamızdan, suyumuzdan, toprağımızdan, ormanlarımızdan kıymetli değildir. Aldığımız kararların ülkemiz, milletimiz, şehirlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile düzenlediği basın toplantısındaki 13 termik santralle ilgili açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Basın toplantısının 6 saat gecikmeli başlamasının nedeninin sorulması üzerine Kurum, termik santrallerin hemen kapatılıp işlem yapılacak tesisler olmadığına dikkati çekti.
Bu tesislerin çalışması ve kapatılmasının bir süreç ve zaman aldığına işaret eden Kurum, "Dolayısıyla bu çerçevede biz dün yazılarımızı valiliklerimize gönderdik. Gece 00.00'dan itibaren de valiliklerimiz, çevre ve şehircilik il müdürlüklerimiz nezdinde gerekli kapatma işlemlerini başlattılar. Biz de sizin karşınıza geldiğimizde tesislerimizin hangisinin kapatıldığı, hangisinin geçici faaliyet izni aldığı, hangisinin çevre izin lisans belgesini aldığını ancak bu saatte verebildik. Bu süreç uzun bir süreç, santralin ısınması, soğutulması, hakikaten zaman alan bir süreç, o yüzden bu saate kaldık. Bu saate kaldığımız için tekrar özür diliyoruz." diye konuştu.
Bu süreçte termik santral şirketleriyle görüşme sağlanıp sağlanmadığına ilişkin soru üzerine Kurum, "Bu şirketlerle ilgili herhangi bir görüşmemiz sağlanmamıştır, biz kendileriyle yaptığımız görüşmede mevzuata ilişkin her türlü tedbirin alınmasını yapmış olduğumuz toplantılarda defaatle ifade ettik. Dün akşam itibarıyla da süreleri tamamlandı. İzinleri alanlar var. Geçici lisans belgelerini alanlar var, kapatılan tesisler var." ifadelerini kullandı.
Bu noktada vatandaşın sağlığını ilgilendiren her konuya ilişkin kararlı duruş sergilediklerini dile getiren Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bundan sonraki süreçte de kararlılıklarını sürdüreceklerini ifade etti.
Geçici faaliyet belgesi verilen santraller için ikinci bir 6 ayın öngörülüp görülmediğine ilişkin soru üzerine Kurum, şu değerlendirmede bulundu:
"İlk altı aylık süreçte çevre mevzuatımız gereği, gerekli emisyon oranları, baca filtresi, depolama sahası ile ilgili gerekli tedbirleri almış, filtrasyon noktasında yükümlülüklerini yerine getirmiş termik santrallere geçici lisans veriyoruz. Başvurduğu zaman bizim mevzuatımız gereği olması gereken sınırları sağlıyor. Tabii biz bunlara kesin çalışma izni, çevre izin lisans belgesi verebilmemiz için altı ay içinde bizim emisyon oranlarımızla alakalı ki bu da sürekli ölçüm sistemimiz mevcut ve online takip ediyoruz, 7 gün 24 saat. Mevzuatımızın sınırları dahilinde haraket etmesi halinde bir yıl sonra kesin lisans belgelerini vereceğiz ve bu süreçleri takip edeceğiz. Sağlamayan tesis olursa bunları da kapatma gerekli cezai her türlü işlemi yapacağız."
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, KANAL İSTANBUL PROJESİ'Nİ 1994 YILINDA TASARLADI"
Kanal İstanbul Projesiyle ilgili belediyelerin bilgilerine ulaşımda kısıtlama getirdiği iddia edilen genelgenin çıkış gerekçesinin ne olduğunun sorulması üzerine Bakan Kurum, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 2015 yılından bu güne kadar belediyelerle yaptığı protokoller çerçevesinde ve birtakım ara yüz yazılımların desteğiyle veri paylaşımını TAKPAS (Tapu ve Kadastro Paylaşım Sistemi) adlı uygulamayla yaptığını ifade etti.
Daha sonra e-Haciz uygulaması ve belediyeler ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü arasında evrak akışının daha hızlı sağlanması için "web tapu" uygulamasının hayata geçirildiğini dile getiren Kurum, "Düzenlememiz, bu süreçte tapumuzun web tapu sürecine geçmesine ilişkindir. Şu an itibarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi dahil 230 belediye de bu süreçten hem TAKPAS sistemindeki uygulamalarını hem de diğer tüm veri paylaşımlarını yapabilmektedir. Haciz ve evrak akışı ile alakalı tüm süreçleri hızlandıracak adımları buradan yapabilmektedirler. Dolayısıyla bu haber gerçek dışı asılsız bir haberdir." şeklinde konuştu.
Kanal İstanbul sürecine ilişkin Çevre Düzeni Planı'nın onaylandığını ve askıya çıkarıldığını hatırlatan Bakan Kurum, projeyle ilgili referandum tartışmalarına ilişkin, şunları kaydetti:
"2011 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız, Kanal İstanbul Projesi'ni halkımızla paylaştı. Cumhurbaşkanımız bu projeyi 1994 yılında belediye başkanı olduğu dönemde tasarlamış ve o günden bugüne de projelerin gelişme aşamaları kaydedilmiştir. İstanbullu vatandaşlarımız hiç merak etmesin, biz yapmış olduğumuz her projede bugün halkımızın sağlığını ilgilendiren nasıl karar aldıysak Kanal İstanbul'da da aynı kararı aldık, Osmangazi Köprüsü'nde de aynı kararı aldık, 3'üncü Köprü'de de Marmaray'da da aynı kararı aldık. Biz milletimize rağmen hiçbir iş yapmadık ve bundan sonraki süreçte de yapmayacağız. Onlar hangi projelerini milletimizle beraber almışlar, hangi projelerinde milletimize danışmışlar onu da sormak lazım. Biz 2011 yılında net bir şekilde vatandaşımıza sunduk ve vatandaşımız da bu noktada bize 18 yıllık kesintisiz iktidarımıza olduğu destekleri yine vermiştir. İstanbullularımız merak etmesin, biz vatandaşımızın sağlığını ilgilendiren adımları atacağız, kararları alacağız ve inşallah İstanbulumuz çok daha güzel olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."