Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan Mahallesi’ndeki Deniz Kaplumbağa Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezinde (DEKAMER) incelemelerde bulundu.
Merkezdeki yaralı kaplumbağaları inceleyen Bakan Özhaseki, daha sonra İztuzu Kumsal’ındaki yuvalarından 2 aylık kuluçka döneminin ardından çıkan yavru caretta carettaların denize bırakılma törenine katıldı.
Özhaseki, ayrıca 20 yavru caretta caretta ile tedavisi tamamlanan 3 caretta carettayı denize saldı.
Özhaseki, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, her yıl 100 bine yakın kaplumbağanın yeniden hayata döndüğünü söyledi.
Bir tarihte tamamiyle yok olmakta olan caretta caretta türünün bakanlığın uhdesinde 4 yıldır süren çalışmalarla binlercesinin doğaya geri gönderildiğini belirten Özhaseki, "Özellikle 5 özel koruma çevre bölgesinde yapılan çalışmalarla hayvanlar buraya geldiğinde yumurtluyorlar. Yaklaşık 2 ay kadar kuluçkada kalıyorlar. Bu süre içerisinde biz onları korumaya alıyoruz. Kafesleme sistemiyle bu hayvanların bütün yumurtalarını koruyoruz." dedi.
Özellikle bu çevredeki vatandaşların koruma konusunda bilinçli olduklarına işaret eden Özhaseki, "Burada müthiş bir bilinç gelişti. 2 ay sonunda yumurtadan çıkan hayvanlar denizle buluşuyorlar. Bu çalışmalarla 2014 yılında 56 bin, 2015 yılında 65 bin, 2016 yılında 92 bin 242 civarında deniz kaplumbağası denizle buluştu doğal yaşamına döndü. Şimdi arkadaşlarımız izlemeye devam ediyor ve yeni raporlar gelmek üzere. Bu sayı çok daha fazlasına ulaşacak. Müthiş bir canlı türünü biz burada kurtarmış oluyoruz." diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Muğla'daki SİT alanlar hakkında yapılan çalışmalar ile ilgili de bilgi verdi. Bakan Özhaseki çalışmalar hakkında şunları söyledi; “ Muğla’da 197 doğal SİT bölgesi bulunuyor, bunları 31 bölgeye ayırdık. Ekolojik temelli olarak bilimsel araştırma raporu hazırlıyoruz. Buradaki vatandaşlarımızın aklına şu gelmesin. 'Bunlar derecelendirmeyi değiştirerek yatırımlar falan diyerek tabiatı tahrip edecek bir ortama geliyor' falan asla böyle bir şey olamaz. Bunu çok net söylüyorum. Çok önceden yapılmış tahmini olarak veya yüzeysel olarak dışarıdan bakılıp şurası da SİT bölgesi olsun denilip yapılmış bilimsel bir tabana dayanmadan, yapılan bu tespitler bir müddet sonra çevredeki halkı da rahatsız ediyor, vatandaşı da rahatsız ediyor. Vatandaşı ev yapamaz hale getiriyor, en tabii hakkını kullanamaz hale getiriyor, mülk sahiplerini canından bezdiriyor. Böyle bir kötülüğün de mutlaka önlenmesi lazım. Bizim çabamız şimdi üç yıl kadar önce ihale yapılmış ve devam ediyor ekolojik bilimsel bir rapor hazırlanıyor bu raporlar bittiğinde buraya gelip bu bölgedeki insanlarla paylaşacağız. Bundan hiç kimse endişe etmesin. “
Birinci derece SİT alanlarını kesin korunacak olarak ayırdıklarını anlatan Özhaseki, bu alanlara asla zarar verdirmeyeceklerini bildirdi. Eğer özel şahıs mülkiyeti varsa bunu kamulaştıracaklarını vurgulayan Özhaseki, ikinci derece SİT diye tarif ettikleri alanların ise nitelikli koruma alanları olduğunu, orada günübirlik veya ihtiyaç giderici tesisler yapılmasına izin verebileceklerini kaydetti.